Ispanakla Rakı olur mu yahu?

Gurbette ıspanakla rakı içmek – Okay Temiz anısı

Okulumuzun yetiştirdiği büyük müzik insanlarından birisi olduğunu zannettiğim bir kişiydi, Okay Temiz. Galiba onun okulumuzun yakınında meşhur Doğan apartmanında oturmuş olduğundan öyle sanmışım. Eh, o da bizden sayılır. Böyle düşünen Berlin’de Alman Liseli arkadaşlar bana bir gün, güzel müzik var, böylesini bulamazsın,  diye ısrar edince gittim. Çünkü müzik severim de kilisede çalınanları kilise müziği olmazsa sevmem. Nedense orgdan başka her müzik yönü bana acayip geliyor. Bazen Amerikan filmlerinde gospel varsa çok severim de caz istemem. Mahalia Jackson'u nerede bulursam dinlerim.

Konser Berlin’de eskiden Türk mahallesi gibi olup şimdi turistik yerlerden başa soyunan Bergmannstraße'de olacak. Kilise Marheineke Platz denen çok güzel küçük bir kilise – ve etrafı da o zaman dönerci pideci falan dolu. Bunlardan biri de çok güzel ahçı yemekleri yapan bir lokanta. Müziğe dalmadan gidip güzel bişeyler yiyeyim dedim. İçerisi pek dolu olduğundan kapı yakınında bir kişinin oturduğu bir masaya kuruldum. O adamla epeyce sohbet ettik. Sonra, abi bana eyvallah, dedi. Işe gidecekmiş.

Adam kasaya gitti ve aldıklarını söyledi: fasulye, ıspanak ve rakı. Adam bunu deyince ben o kadar irkildim ki bana gelip, kusura bakma böyle acayip yiyip içmeme, gurbetteyiz, bizim oralarda bunlar yok dedi. Ve gitti.

Kiliseye girip oturdum. Vakti gelince sahneye çıkan adam ıspanakla rakı içen kimseymiş. Konserden sonra birçok arkadaşlarla beraber bir yere gittik, doğru tanıştık.

Ahmet Çakır, 1963 12 A